28 Haziran 2010 Pazartesi

İlk Tunç Çağı


Kalkolitik Çağ'ın bitişi ile artık mevsimler günümüzdeki durumuna kavuşmaya başlamıştır. Kalkolitik Çağ'da başlamış olan ticaret ve organize çalışma kabiliyeti, tunç Çağı'na girilmesi ile gelişim göstermiş, madenciliğin de başlaması ile artık ticaret çok daha büyük önem kazanmaya başlamıştır.

Ticaret ve organize çalışanın öneminin iyice artmasıyla artık devlet oluşumları görülmeye başlamış, ticaretin öneminin artması yazının da doğuşunu getirmiştir. Bu gelişim sonucu eskiden izole yaşayan bu devletler artık birbirleriyle güçlü ilişkiler kurmaya başlamıştır. Devlet oluşumu bunun yanında bir yönetici sınıfının oluşumu ihtiyacı doğurmuştur. Bu yüksek sınıfın oluşumu zamanla halkın içinde de sınıflar oluşmasına yol açtı. Önceden yapılan silah ve çömleklerin yanında, bakır - kalay karışımı tuncun eklenmesiyle daha dayanıklı çanak çömlekler ve silahlar yapmaya başlamışlardır.Tunç Çağı, bu değişimlerin yanında bu yeni keşfin adıyla simgelenmiştir. Tunç Çağı, kendi içindeki gelişimlere göre 1. Tunç Çağı, 2. Tunç Çağı ve 3. Tunç Çağı olarak ayrılmaktadır.

Bu çağın mimari olarak en önemli özelliği, ilerde büyük tapınakların oluşmasına olanak sağlayacak olan megaron tarzı yapılardır. Bunlar ilk olarak Çanakkale'deki Truva bölgesinde rastlanmıştır.

Bu çağda mezarlar artık evin dışına gömülmek yerine, günümüzdeki mezarlıklarındaki gibi toplu bir şekilde gömülmeye başlanmıştır. Mezarlara genelde pitos denilen kaplar içerisine hoker biçiminde konularak toprağa gömerlerdi.

Bu dönemde çanak-çömlekçilik iyice gelişmiş, Truva bölgesinde yapılan çanak ve çömlekler genel olarak Çanakkale ve Batı Anadolu Bölgesi'nin karakteristiği olmuştur.Çanak ve çömlekler insan yüzü tutamakları olan, pek çok renge sahiptir. 3 ayaklı yapılan kaplar da zamanının oldukça sevilen kaplarıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder