28 Haziran 2010 Pazartesi

Truva (Mitolojik Hikaye)


Truva'nın şehirsel özelliklerine geçmeden önce tarihin gördüğü en önemli edebiyatçılarından olan Homeros'dan başlamak gerekir. Bu edebiyatçının yazdığı eserler avrupa tarihinin temellerini oluşturur ve dünyanın en önemli edebi metinleri arasında kabul edilir. Yazdığı eserlerin dünya üzerinde yarattığı etki ne bir siyasi etkinlik ne de günümüzdeki trendlerin etkisiyle kıyaslanabilir, belki de günümüzdeki etkisi dinler kadar büyüktür.

Truva üzerine yazılmış olan iki metin olan Iliada ve Odysseia destanları sayesinde tarihin en önemli savaşlarından birisi açığa çıkmış, kimilerine göre efsane olan Truva Atı hikayesi burada yer almıştır.Bu büyük destanlar kısaca özetlemek gerekirse,Paris'in doğumu, güzellik yarışması, Akilis'in kahramanlıkları ve Troyalı Hektor'u öldürmesine kadar olan bölüm Iliada Destanı, buradan kentin alınmasına kadar olan bölüm ise Odysseia olarak geçmektedir.

Efsaneye göre Priamos'un eşi Pekabe, karnından çıkan bir alev topunun şehri yokettiğini görür, bunun üzerine, dönemde hemen herkesin yaptığı gibi bir kaine danışan Pekabe, doğacak olan çocuğunun bir şekilde Troya'nın düşmesine yol açacağını söyler. Bunun üzerine çocuğun öldürülmesini talep ederler ancak Pekabe ve Priamos çocuklarına kıyamaz ve Ida Dağı'nın eteklerine bırakırlar ve öldürüldüğünü bildirirler. Burada Paris vahşi hayvanlar tarafından büyütülür. Bu esnada bir gün Truva'da Thetis ve Peleus'un düğünü esnasında düğüne çağırılmayan Eris, bu düğüne çağırılmayışından dolayı bu düğünü karıştırmak ister ve bu sebeple gökten bir elma indirir ve bu elmanın üzeirnde dünyanın en güzel tanrıçasına yazmaktadır. Bu elmayı gören Zeus'un eşi Hera, savaş ve akıl tanrıçası Athena ve güzellik tanrıçası Afrodit bu elmaya sahip olup en güzel tanrıça olmak için mücadele edeceklerdir. Ancak sonrasında bunun için bir jüri seçilmesi gerektiğini ve dünyanın en güzel tanrıçasını onun belirlenmesi kararı çıkar. Buna hiçbir tanrı yanaşmak istemez, en sonunda Zeus bunun için Kazdağları'ndaki Paris'i görevlendirir. Paris'e bir takım vaatlerde bulunulur. Hera, eğer kendisi seçilirse ona dünyanın en büyük yapacağını, Athena onu dünyanın en büyük komutanı yapacağını, Afrodit'te ona dünyanın en büyük aşkını vereceğini söylerler. Paris tercihini kalbinden yana kullanır ve Afrodit en güzel tanrıça seçilir.

Bu durumun üzerine, Athena, Hera ve Poseidon (kendisin Truva şehrinin surlarının örülmesine karşılık Zeus'un ölümsüz atının verileceği vaad edilmiştir ama surların yapımı bittikten sonra şehirden kovulmuştur.) Truva'nın düşmesi taraftarı olurlar. Bu esnada kral Agamemnon'un kardeşi Menelaos'un eşi Helena, Afrodit'in ona verdiği söz sayesinde Paris'e aşık olur ve beraber Truva'ya kaçarlar. Bunun üzerine uzun zamandır Truva'yı alma peşinde olan Agamemnon Truva'ya savaş açar. Oldukça uzun bir savaş sonucunda Thesis ve Peleus'un oğlu olan ve yeryüzünün en büyük savaşçısı olarak görülen Akilis, Hektor'u öldürür. Iliada destanı burada bitmektedir.

Bu olayların sonrasında Akhalı Kral Odysseia, bir at yaptırır ve içerisine askerler yerleştirir. Savaşın bittiğini ve hediye olarak bu atı onlara hediye ettiklerini belirtirler.Bu esnada gemilerini Poseido'un yaptığı çok büyük bir sur arkasına gizlerler. Priamos, Poseidon'a zamanında verilmemiş olan attan dolayı olan mahcupluğundan bu atı kabul eder ve bu atı tapınağının önüne yerleştirir. Kutlamalar sonrasında alınan alkolden dolayı sızan askerler Truva Atı içerisinden çıkan askerleri görmezler, kapının askerlerini kılıçtan geçirdikten sonra şehrin kapılarını Akhalılara açar ve şehir düşer.

Şehir düşerken kaçan Truvalılar önce İda Dağı'nda saklanırlar, buradan Altınoluk civarlarına geçerler ve yaptıkları gemiyle Roma devletini kurarlar. Sonrasında Truva'nın intikamı yapılan 4. haçı seferinde (1200 - 1204)de Konstantinopolis'i ele geçirerek alırlar. Ancak 1261 yılında tekrar kenti kaptırırlar. 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet, Konstantinopolis'i aldıktan sonra Truva'yı ziyaret etmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder